Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | bir şeyin bir bölümü | somedeal i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | (bir şeyin) büyük bölümü | most s. | ||
Nor should it be forgotten that there is peace of a kind in most of Afghanistan now. Afganistan'ın büyük bölümünde şu anda bir tür barış olduğu da unutulmamalıdır. More Sentences |
||||
Genel | bir şeyin en üst bölümü | hill i. | ||
Genel | bir şeyin belli bir bölümü | party i. | ||
Genel | bir şeyin alt bölümü | underneath i. | ||
Genel | bir şeyin orta ve son bölümü | afternoon i. | ||
Genel | bir şeyin çıkıntılı bölümü veya ucu | neb i. | ||
Genel | bir şeyin şişkin bölümü | belly i. | ||
Genel | (bir şeyin) küçük bir bölümü | bit [scotland] i. | ||
Genel | bir dizi bölümden oluşan bir şeyin iki uç bölümü dışında kalan kısmı | middle i. | ||
Genel | bir şeyin taban bölümü | seat i. | ||
Idioms | ||||
Deyim | bir şeyin yalnızca bir bölümü | the half of it i. | ||
Deyim | bir şeyin büyük bir bölümü | best part of something i. | ||
Deyim | (bir şeyin/yerin) kusurlu yeri/bölümü | the sick man of (something or somewhere) i. |